Hakkımda

Blog sayfalarına genel olarak baktığım zaman çok çeşitli hakkımda yazıları görüyorum. Gayet yaratıcı yazılar olduğu kadar birçok klasik "Hakkımda" sayfasına da denk geldim. Ben hayatımı baştan aşağıya anlatmak yerine Bilgisayar ve Internet ile nasıl tanıştım, teknoloji nasıl hayatımın önemli bir parçası haline geldi ondan bahsetmek istiyorum. Uzun bir yazı olabilir. Kemerlerinizi bağlayın, başlıyoruz.

Space Invaders oyunundan bir kesit

Annem ve babam Ege Üniversitesinde memur olarak çalışıyorlardı. İlk bilgisayar ile tanışmam tahminen 1993 yıllarına denk geliyor. Annemin odasında elektrikli daktilo, babamın yan odasında bilgisayar vardı. Bilgisayarda da "Space Invaders" tadında bir oyun vardı. Tam net hatırlamıyorum buna benzeyen "Galaxian" gibi oyunlar da var. Sonuçta konsept olarak uzaylılarla savaştığımız ve gemimiz yardımı ile düşmanları öldürmeye çalıştığımız bir dos oyunuydu. Canavarları öldürünce bölüm geçiyorduk ve belli bir süre canavarları vuramazsak bize git gide yaklaşmaya çalışıyorlardı. Oynadığım ilk bilgisayar oyunu da bu oyundu. Oynadığım diğer bilgisayar oyunu ise Ninja Kaplumbağalar'ın oyunuydu. O zamanlar deliler gibi çizgi filmlerini izler, yapıştırma kitaplarını, boyama kitaplarını biriktirirdim. Hatırlayacağınız gibi kahramanlarımız çizgi filmde deliler gibi pizza yerlerdi. Ben de o zamanlar pizzayı çok severdim. Pizzadan nefret edip çok uzun yıllar boyunca pizza yememe nedenim de yine Ninja kaplumbağalardır. Konuyu dağıtmadan neden bu iki oyundan bahsettiğimi açıklamak istiyorum. Sonuçta Ege Üniversitesi bir devlet kurumu olduğu için standart programların yüklü olduğu bilgisayarlarda bir veya iki adet oyun vardı. Çok da başarılı oyunlar olduklarını söyleyemeceğim. Muhtemelen Ninja Kaplumbağalar oyununu da bir emülatör yardımı ile oynuyorduk. 5 - 6 yaşlarımda falandım. Bilgisayarlar ile tanışmam bu oyunlar sayesinde olmuştu.

Bilgisayarlar günümüzde olduğu gibi o zamanlar da çok pahalılardı. Hatta o zamanlar daha pahalıydı çünkü hiçbir arkadaşımın evinde o zamanlar bir bilgisayar olduğunu hatırlamıyorum. Annemin bir iş arkadaşının oğlu hariç. Misafirliğe gittiğimiz zamanlarda Fifa 94 oynardık. Oyunun çok eğlenceli bir açığı vardı. Hakem kart göstermek istediği zaman yanınıza gelmesi gerekiyordu. Siz hakemden kaçarsanız hakem sizi yakalayamıyordu ve kart gösteremiyordu. Hakemden kaçarak bütün bir sahayı geçebiliyordunuz. Bir yerden sonra sıkıcı oluyordu ve oyuna devam edebilmek için hakeme yakalanıyorduk. Aşağıdaki video aslında her şeyi açıklıyor.


Annem ve babam 1996 yılında emekli oldular ve o tarihten sonra bilgisayarlardan bir süre uzak kaldım. Evde Sega konsollarım olduğu için bilgisayarın çok yokluğunu hissetmemiştim.

Internet ile tanışmam da 2002 yıllarına denk geliyor. O zamanlar yeni yeni internet kafelerin açıldığı zamanlardı. Hiç unutmuyorum Aliağa'da bir internet kafeye gidip ilk e-mail adresimi Yahoo'dan açmıştım. Adım soyadım şeklinde kullanıcı adı alamadığım için sonuna 2002 eklemiştim. Uzun bir süre kullanılmayınca Yahoo e-mail adresimi silmişti. 😒😒😒

Internet çok değişik bir mecra. Her zaman da değişik olmuştu. Bazı siteler popüler olup, zaman ilerledikçe popülerliklerini kaybederler. Onların yerine başka siteler ve mecralar gelir. 

Yorumlar

Lütfen bizimle fikrinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Yorumlarınız bizim için önemli.